Doğal taş Sektörü için Öneriler

0 33

Günümüzde doğal taş özellikle mermer sadece bir kaç ülkeye özgü değil, tümüyle uluslararası bir nitelik kazanmış bir sektör görünümündedir. Mermer ve granit kendisine alternatif olabilecek diğer yapı malzemelerinin içinde doğallığının verdiği farklı yerini koruyarak bugün “Süsleme Taşları Endüstrisi” adı ile bilinen dünya çapında dev bir endüstri oluşturmuştur.

Dünya mermer ticaretinde AB üyesi ülkelerin payları miktar ve değer olarak oldukça yüksektir. Dünya mermer ihracatının büyük bir kısmını bu ülkeler yapmaktadır. Dünya mermercilik endüstrisi en çok AB ülkelerinde gelişmiştir. AB üyeliğine hazırlanan ülkemiz bu sektörde diğer topluluk ülkeleri ile rekabet edebilecek rezevlere sahip olduğu halde temel sorunlarını çözemediği için dünya sıralamasındaki gerçek yerini henüz alamamıştır. AB ülkelerinin büyük bölümünde mermer ve granit üretiminde modern teknolojiler uygulanmaktadır. Bu ülkeler doğal kaynaklarının önemli bir bölümünü faaliyete geçirdikleri için yeni doğal taş kaynakları olan ülkeler aramaktadırlar. Bu açıdan Türkiye AB ülkeleri için bu konuda yeni bir yatırım alanı olabilir.

Mermer ve granit sanayimizin gereksinim duyduğu teşvik politikalarının kalıcı olabilmesi için yapısal teşviklerin uzun vadeli, konjektürel teşviklerin ise sürekli uygulanabilir olması gerekmektedir. Altyapı yatırımlarında yapılacak yardımlar sektörün gelişmesine olumlu katkıda bulunacaktır. Özellikle teşvik ve destek kredilerinin önemi çok büyüktür. Mermer işletmeleri de örgütlenerek yol, hafriyat, ocak ağzı açma gibi faaliyetler için kullanılacak ortak bir makina parkı oluşturabilirler. Devlet bu makina parklarının kurulmasına destek verebilir. Mermer ve granit sanayimizin modern teknolojiye ayak uydurması için ithal malzeme ve ekipmanların girdilerinde fon ve gümrüklerin günün şartlarına uygun hale getirilmesi zorunludur. İşletmelerin dış pazarlarda yer edinebilmeleri ve üretim ve işletme faaliyetlerinde ileri teknolojilere sahip makina ve ekipman kullanabilmeleri için ucuz krediye gereksinim duyulmaktadır. Bu yüzden ucuz kredi olanaklarının yaratılabilmesi için gerekli yasal düzenlemeler hızla yapılmalıdır. Yerli makina ve teçhizat üretimi yapan işletmelerin desteklenmesi ve bu makinaların kullanımlarının yaygınlaştırılması maliyeti düşürücü bir önlem olacaktır. Ayrıca makina ve teçhizat seçiminin doğru yapılması, seçilen makina ve teçhizatın en uygun şekilde yerleşiminin sağlanması (fabrika organizasyonunun dünya normlarına uygun olması) önemle ele alınması gereken diğer bir konudur. Sektördeki makina ve teçhizatları kullanacak işçi , usta ve mühendisin iyi bir eğitim döneminden geçirilmesi ve gelişen teknolojiyi izleyebilme olanağının sağlanması üretimin dünya standartlarını yakalayabilmesi açısından gereklidir. Sektörde özellikle ara teknik eleman açığının kapanması için gerekli eğitim programları uygulanmalıdır. Kalifiye eleman yetiştirmede mevcut Meslek Yüksek Okullarının sayıları artırılarak yaygınlaştınlmalı ve bu okullardaki öğretim üyeleri ile görevlileri yeterli bilimsel olanaklara kavuşturulmalıdır. Yeterince eğitilmiş personel sağlandığında sektöre uzak duran sermaye korkusuzca gelecek ve yatırım yapacaktır. Eğitimli eleman yerli makina ve ekipman üretimini de hızlandıracaktır. Mermer işletmelerinin çevre sağlığı açısından birinci derecede önemli kuruluşlar arasına alınması doğru bir uygulama değildir. Çünkü ocak işletmelerinde, açık ocak işletmesi ve taş ocakları yöntemleri uygulandığı için mermerin çevreye tahribatı hiç bir zaman ekolojik dengeyi bozacak ve canlı sağlığını etkileyecek düzeyde değildir; sadece görüntü kirliliği olmaktadır. İşleme tesislerinde de mermer blok işlenmesi su ile yapıldığı için personele veya çevredeki insan sağlığına zarar verici hiç bir kimyasal bileşim oluşmamaktadır. Buna rağmen mermer ülkemizde çevre sağlığı açısından önlem alınması gereken ve ÇED ön araştırmasına tabi, metal içermeyen ve enerji üretilmeyen minerallerden kum, çakıl, taş, tuz, fosfat ve potas vb.’nin de yer aldığı istihraç sanayii sınıfında bulunmaktadır. Bu durum bir çok yerde yatırımı önlemektedir. Oysaki, mermercilik endüstrisinin merkezi olan İtalya’nın Carrara şehrinin aynı zamanda birinci derecede turistik yer olması mermer sektörünün çevreye zarar vermediğinin bir göstergesidir. Bu nedenle, insan sağlığını tehdit edecek derecede kimyevi bir artik madde bırakmayan mermer işletmelerinin çevre sağlığı açısından birinci derecede önemli işletmeler arasından çıkartılması uygun olacaktır. Mermer ve granit ocakları küçük alanlarda olduğu için orman mevzuatındaki bürokrasinin de azaltılmasında yarar vardır. Diğer maden sektörlerinde olduğu gibi bu sektörde de ciddi bir meslek içi koordinasyon eksikliği gözlenmektedir. Bu konuda halen faaliyet gösteren dernekler arasındaki koordinasyonun sağlanarak bir birlik veya federasyon kurulması mermerciliğin ekonomik, sosyal ve eğitsel sorunlarının ve istihdamdaki koordinasyonun sağlanması açısından büyük katkısı olacaktır. Sektörle ilgili derneklerin bağlı oldukları üst birliklerin iç ve dış dünyadaki yenilikleri ve gelişmeleri izleyerek bilgileri sektöre aktarması yönünde çalışmalarını oluşturmalan yararlı olacaktır. Mermer ve granitin ocak işletmeciliğinden ihracatına kadar olan süreçte ortaya çıkan sorunların çözümlenmesinde asıl sorumlu olması gereken üst birliklerin yetkilerinin olmaması nedeniyle bu birliklerin geniş yetkilerle donatılarak yaptırım güçlerinin artırılması sağlanmalıdır. Dünya pazarının granite yönelmesi nedeniyle yurt içi granit rezervleri dikkate alınarak hem granit ocakçılığına hem de granit levha ve fayans üretimine yapılacak yeni yatırımlara verilecek teşvik payları artırılmaya çalışılmalıdır. Mermerlerde kaliteyi, renk ve desen durumuna paralel olarak minerolojik, fiziksel ve kimyasal özellikler oluşturmaktadır. Türk Standartları Enstitüsü’nün hazırladığı mevcut mermer standartları bilimsel, teknik ve mermer pazarı açısından Türkiye mermerleri için çok yetersiz düzeydedir. Ayrıca sektörde üretim yapan kuruluşlarımızın uluslararası standartlarda üretim yapmaları sağlanmalıdır. Mermer ve granit sektöründe ileriye dönük iç ve dış yatırımların yönlendirilebilmesi için Türkiye mermer ve sert taş envanterinin MTA Genel Müdürlüğü’nün koordinasyonunda en kısa sürede hazırlanması gerekmektedir. Sektörün karşılaştığı sorunların bir tanesi de pazarlama sorunudur. Pazarlamadaki temel sıkıntı; bir çok firmaların tek adam görüntüsü ile yönetilmesi, şirketler arasında etkin bir organizasyonun olmayışı ve bu konuda uzman kişilerin yetişememesidir. Uluslararası pazarlarda söz sahibi olabilmek için her firma kendi içerisinde pazarlama bölümünü oluşturmalıdır. Aksi halde üreticiden alıp özellikle yurt dışına pazarlayan ara firmalar günümüzde olduğu gibi artarak ortaya çıkacaktır. Böylece üretici firmanın sırtına ikinci bir yük binecektir. Bu firmaların mermer kalitesini yorumlayamamaları ya da önemsememeleri özellikle dış pazarlarda aleyhimize sonuçlar doğurmaktadır. Türk mermer – granit sanayi ürünleri ve bu ürünlerin imal edildiği makina ve teçhizatın sektörün gelişimi ve tanıtımı açısından iç ve dış fuarlara katılımları sağlanmalıdır. Dış ülkelere yapılacak ihracat faaliyetlerinin daha iyi organize olması, rekabet gücünün arttırılması ve sektöre ihracatın avantajlarının tam anlamıyla yansıtılabilmesi için üretici firmaların ortak bir çatı altında toplanmaları sağlanmalıdır.

 

Kaynak: TC. Sanayi Bakanlığı Mermer ve Granit Sektör Araştırması

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.